İrade Bir Kas Mı?
“İnsanı
büyük veya küçük, başarılı veya başarısız, mutlu veya mutsuz yapan kendi
iradesidir”
Schiller
İçinde iki
tabak bulunan bir oda düşünün. Birinin içinde sıcak, fırından yeni çıkmış,
içinden çikolataları akan kurabiyeler var. Ötekinde ise sadece bol miktarda
kesilmiş ve ayıklanmış turp duruyor. Hangisini yersiniz?
Son
zamanlarda büyük bir keyifle okuduğum “Alışkanlıkların Gücü” isimli kitapta
yapılan bu deney irademize ne kadar hâkimiz konusunda beni düşünmeye itti. İrademizi
yeteri kadar kullanıyor muyuz? Yoksa aşırı kullanarak hayatı kendimize
zorlaştırıyor muyuz? İrade bir kas gibi üzerinde çalışarak geliştirilebilir mi?
Sorularını kendime somaya başladım.
Deney, Case
Western üniversitesinden Mark Muraven tarafından iradeyi ölçmek için
gerçekleştiriliyor. Mark Muraven deneye katılanlara deneyin amacını tat
algısını ölçmek olarak açıklıyor ama aslında yapmak istediği öğrencilerin
iradelerini ölçmek. Odaya giren öğrencilerin bazılarına tamamıyla rastgele
seçimle kurabiye yemelerini ve o sırada turpları görmezden gelmelerini
bazılarına da turp yemelerini ve kurabiyeleri görmezden gelmelerini söylüyor ve
odayı terk ediyor. Öğrenciler odada yalnız kalınca yemeğe başlıyorlar. Kurabiye
yiyenler kendilerini cennete düşmüş gibi hissederken turp yiyenlerden bazıları
ise ellerine sıcak kurabiyeyi alıyor özlemle kokluyor ve tekrar kâseye
koyuyorlar. Beş dakika sonra araştırmacılar tekrar odaya giriyor, tat deneyine
katıldıkları için onlara teşekkür ediyor ve yedikleri yiyeceğin duygusal
belleklerinde bıraktığı izin kaybolması için on beş dakika beklemelerini
söylüyor. Bu sürede de sıkılmamaları için onlara çözümü neredeyse imkânsız bir
bulmacayı “aslında çok kolay çözebilirsiniz vaktinizi uzun süre alacağını
düşünmüyorum” diyerek veriyor.
Deneyin
gerçek amacı bu noktadan itibaren başlıyor. Kurabiyeleri görmezden gelerek turp
yiyerek iradelerini tüketen öğrenciler bulmacayı çözmek istemeyerek ne kadar
şanssız ve bıkkın olduklarını ve gereksiz bir işle uğraştıklarını söylerken
kurabiye yiyenler bulmaca üzerinde daha fazla çalışarak çözmeye çalışıyor ve
turp yiyenlerden daha çok çaba sarf ediyorlar. Çünkü kurabiye yiyerek
kullanmadıkları iradeyi bulmaca çözmeye ayırabiliyorlar. Turp yiyenler ise tüm
irade rezervlerini kurabiye yememek için kullandıklarından bulmaca çözmeye
yetecek irade rezervleri kalmıyor.
Mark Muraven
bu deneyi yaklaşık 200 defa tekrarlıyor ve hepsinde aynı sonuca ulaşıyor.
İradenin bir beceri olmadığını, kol ve bacaklardaki bir kas gibi olduğunu çok
çalıştıkça yorulduğunu söylüyor. Nasıl hiç spor yapmayıp birden bire 2 saat
spor yapar ve sonrasında kas ağrısı nedeniyle spor yapmamaya karar verirsek,
irademiz de aynı durumda. Üzerinde çalışmamışsak gelişmiyor ve ilk zorlama da
aynı kas ağrısı gibi hayata karşı direncimizi azaltıyor. Kendimizi mutsuz ve
şanssız hissediyor ve çabalamaktan nasıl olsa başaramayacağım duygusuyla
vazgeçiyoruz.
Bu yazı iş
hayatı konusunda beni çok fazla düşünmeye itti. Bu aralar ben dâhil çevremdeki
pek çok kişi vaktin yetmediğinden iş ve özel hayatını dengeleyemediğinden ve
her şeyi aynı anda yapmaktan yorulduğunu dile getiriyor. Bu makaleyi okuduktan
sonra acaba çok şey yapmak ve yaptığımız her şeyi mükemmel yapmak için irade
kasımızı çok mu zorluyoruz diye düşünmeye başladım. İrade eksikliğimizin ya da
irade kasımızın yeteri kadar gelişmemesini zaman yokluğu bahanesiyle açıklamaya
mı çalışıyoruz?
Yine aynı
kitabın farkı bir bölümünde irade kasının çocukken geliştirilebileceği yazıyor
ve sporla ya da sanatla uğraşmanın önemini vurguluyor. Diğer bir çalışmada
küçük yaşta tek bir spor ya da sanat dalıyla uğraşan çocukların akademik
hayatta ve sonrasında da iş hayatında daha başarılı olduğunu gözlemlemişler.
İstenen tek bir alanda sabır göstermek iradenin bir alışkanlık haline gelmesini
sağlıyor ve kasın yorulmasını önlüyormuş. Bizim için geç mi? Bence değil,
beğenmediğimiz bir kitabı bile sonuna kadar okumak bile aslında irade kasımızın
çalışmasına neden oluyor. Kas çalıştıkça irade gücümüz daha da artıyor.
İstemediğimiz
şeylerin farkında olup istemediğimiz halde onları bilinçli olarak yapmak irade
kasını artırıyor ve irademizi yormadan onu alışkanlık haline getiriyor. Aslında
yapamıyorum diye bir şey yok sevmesem de nasıl yapabilirim var.
Günümüzde
seçenek çokluğu bizi karar alma konusunda oldukça zorluyor. Bir şeye karar
verince aklımız karar vermediğimizde kalıyor ve hep “acaba” diyoruz. Bu nedenle
de en ufak bir başarısızlık ya da memnuniyetsizlik halinde hemen vaz geçiyor ve
diğer seçeneği düşünüyoruz. Her seçeneği düşündüğümüzde karar alma konusunda
irademizi zorluyor ve aynı turp yiyenler gibi mutsuz oluyoruz.
Çözüm
seçenek sayısını azaltmak mı? Ben kendimce hiç sanmıyorum. Tek çözüm irade
kasını geliştirmek gibi geldi bana. Bunun içinde irademi nelerde kullandığımın
ve irademi kullanırken nerelerde zorlandığımın bir listesini çıkaracağım.
Bundan sonra kendimi yorgun ve mutsuz hissettiğimde irade kasımın yorulduğunu
düşüneceğim ve bir süre hiçbir şey yapmayarak ve düşünmemeyi başararak onun
gevşemesini bekleyeceğim. Belki bu yöntemle daha doğru kararlar alabilirim.
Shiller’in dediği gibi her şey benim elimde.
Tek yapmanız
gereken istemediğiniz şeyleri yaparak iradenizi geliştirin örneğin düzenli spor
yapmak bunu yaptıkça iradeniz gelişecek. Aynı şekilde geliştikçe yorulacak
yorulunca tatil yapıp dinlen tekrar spora devam et. Sonunda iraden gelişecek ve
spor gibi bir alışkanlığın olacak. Bu konuda irade geliştirince bu gelişmiş
irade hayatta diğer konularda da iradeli olmanızı sağlıyor.
Bunun
yanında iradenizi geliştirmedikçe yani istemediğiniz şeyleri yapmaya (spor,
meditasyon vs.) devam etmezseniz bu sefer süreç terse işliyor yani irade
gücünüz zayıflıyor.
Yani
iradenizi düzenli olarak geliştirmeniz gerekmektedir 4-5 yıl düzenli olarak
iradenizi geliştirirseniz. 5 yıl sonra güzel alışkanlıklarınızın, sağlığımızın,
kendi gelişimimizin vs. Ne düzeye ulaştığına kendimiz bile şaşırırız.
Bence en
başta basit 10 alışkanlıkla başlayın ama bunu hayatınız boyunca uygulayın.
- Uyanınca
hayalleriniz çoktan gerçekleşmiş olmanın hissini hissedin (Dr. joenin önerisi çünkü
uyanınca bilinçaltı ilk 5 dakika açık oluyor direk hayallerinizi bilinçaltına
atmış oluyorsunuz)
- Yatağınızı
toplayın(Bu size disiplin sağlayacak günün ilk görevini yapmanın mutluluğuyla
güne başlamanızı da sağlar. “Hem ne demişler dünyayı değiştirmek istiyorsan
önce yatağını topla.”)
- Dişinizi
fırçalayın ki bu zaten sünnettir peygamberimiz(s.a.v) de yanı başında misvak
bulundurur uyanınca hemen dişini misvaklarmış.(Bunun sebebi hem irade
geliştirme hem de gece ağzımızda oluşan bakteri ve virüslerin midemize
gitmesini önlemek)
- Bir bardak
su içmek(Su içmek hem gece kaybedilen suyu geri kazanırız hem de uyanınca direk
yemek yemek mide için iyi değil önce su içip mideyi yumuşatmak mide sağlığı
açısından iyidir.)
- 10 sayfa
kitap okumak
- 5 dakika dua etmek
(istediklerini en açık şekilde ve ince ayrıntısına kadar ifade ederek söylemek)
- Sahip olduğu
5 tane şey için şükretmek(Frekansınızı artırır frekansınız artınca sizi daha
olumlu olay ve insanlar bulur.)
- 15 dakika
meditasyon. (Düzenli yapılan meditasyonun faydaları için bakınız https://www.innerjoy.app/duzenli-meditasyon-yapmanin-25-faydasi/)
- Erken yatıp
erken kalkmak
- 5 dakika
açma germe egzersizleri yapmak. Yani spor yapmak. Kendinizi yormadan hafif
şekilde yapın.
Bunları
hemen yapmasanız da olur öncelikle 1.yi ilk hafta düzenli yapın 2. Hafta
ikinciyi ekleyin böyle böyle devam edersiniz.
Bunları
yaparsanız:
- İradenizi
güçlendirir
- Kendinizi
geliştiren alışkanlıklar kazanmış olursunuz
- Sağlıklı
olursunuz
- Disiplin
kazanırsınız
- Hayalleri
bilinçaltına atmayı başarırsınız
- Kendinizi
daha dinç ve üretken yaparsınız gibi güzel şeyler katmış olursunuz.